Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Linç Etmek

Günümüz vebası olarak nitelendirilen linç kelimesi, 1736-1796 yıllarında yaşayan Charles Lynch’in soyadından gelmektedir. Lynch, Amerikan bağımsızlık savaşı sırasında İngilizlerden yana olanları cezalandıran düzmece mahkemenin başkanıdır. Keyfi olarak uyguladığı acımasız yaptırımlarıyla ünlüdür kendisi. Maalesef bizler de, karşısındakini yok etmek için kullanmıyor muyuz bu durumu? Eleştirmeyi ve yargı dağıtmayı seven insanlarımız son zamanlarda oldukça arttı. Kendi gibi olmayana hiç saygısı olmayan bu hadsiz kişilerin psikolojik sorunları olduğunu düşünüyorum. Çünkü mutlu insan, kendi ile ilgilenen ve çevresini de mutlu eden insandır . Bu sorunlu kişilerin çocukluğuna inip travmalarını bulmak lazım. Fazla meraklı olmak çok tehlikeli bir durumdur .💣 Farkındalığı yüksek insanların kendi özüyle ilgili anlam arayışları vardır. Kendini bulmaya ve nasıl gelişebilirim diye kafa patlatmaya meyillidirler. Bu kendini boşlukta hisseden insan grubu ise mutsuzluğumu karşı tarafa nasıl geçirebi

Duygusal Dayanıklılık

Yaşamın getirdiği zorluklar karşısında ne kadar dik durabiliyoruzu ölçmek zor bir süreçtir ama aynı zamanda dayanıklılık parametremizdir. Hayat her zaman planladığımız ve kontrol ettiğimiz gibi akmıyor ne yazık ki.. Zaman zaman zorlukların tavan yapması durumunda, kalan yolculuğumuza devam edebilmek adına dirençli olmak zorundayız. Maalesef ki hepimiz aynı performans seviyesinde değiliz. Eğer hala tüm güçlükler karşısında ayakta iseniz ve kaldığınız yerden devam edebiliyorsanız kendinizi kutlayın ve alkışlayın. Duygusal dayanıklılık seviyeniz ortalamanın üstündedir. Bu da sizin güçlü bir psikolojiye sahip olduğunuzu, SERT RÜZGARLAR KARŞISINDA YILMADAN durabileceğinizi ve savaşma yetinizin yeterli olduğunun göstergesidir. İş ve özel hayatınızdaki başarı ve mutluğu beraberinde getirir. Son zamanların trend konularındandır  ‘’DUYGUSAL DAYANIKLILIK’’ ve ‘’YILMAZLIK’’ , İngilizcesi de  ‘’ Resilience ’’ olarak yazışmalarımıza dahil olmuştur. İş hayatında öyle anlarla karşılaşırız ki, zeka ve

Kendine Ait Bir Oda

Virgina Woolf, bu kitabını 1929 yılında yazmıştır. Viktorya çağında kızların okula gönderilmediği bir dönemde yaşamış olan feminist yazarımız, kalemiyle bir başyapıta imza atmıştır. Yazdığı konu ile güncelliğini de hala korumaktadır. Aradan 92 yıl (bir asır) geçmesine rağmen hala kadın erkek eşitsizliğinin değişmemesi hatta daha da geriye gitmesi ne acı. Dünya değişti diyoruz, yakında hepimiz uzaya seyahat edebilir hala geleceğiz, dijitalleşme de evrim geçiriyoruz ama ilerlemeyen tek konumuz ‘ ’kadının toplumdaki yeri’. Kitapta çok fazla metafor var. Hayal gücünüzün derinliğine bağlı anlam farklılıkları olabilir. Yazarımız kadınların ekonomik özgürlüğünün önemine vurgu yapıyor. Kadının toplum tarafından geri plana itildiğini örneklerle anlatıyor. Yanlış anlaşılmasın amacı kesinlikle erkekleri ötekileştirmek ya da bastırmak değil, eşitliği sağlamak için farkındalık yaratmak. Ee birazda sitemde bulunmak hakkı… Shakespeare'in bir kız kardeşi olsaydı ve en az Shakespeare kadar