Ana içeriğe atla

Linç Etmek



Günümüz vebası olarak nitelendirilen linç kelimesi, 1736-1796 yıllarında yaşayan Charles Lynch’in soyadından gelmektedir. Lynch, Amerikan bağımsızlık savaşı sırasında İngilizlerden yana olanları cezalandıran düzmece mahkemenin başkanıdır. Keyfi olarak uyguladığı acımasız yaptırımlarıyla ünlüdür kendisi. Maalesef bizler de, karşısındakini yok etmek için kullanmıyor muyuz bu durumu?

Eleştirmeyi ve yargı dağıtmayı seven insanlarımız son zamanlarda oldukça arttı. Kendi gibi olmayana hiç saygısı olmayan bu hadsiz kişilerin psikolojik sorunları olduğunu düşünüyorum. Çünkü mutlu insan, kendi ile ilgilenen ve çevresini de mutlu eden insandır. Bu sorunlu kişilerin çocukluğuna inip travmalarını bulmak lazım.

Fazla meraklı olmak çok tehlikeli bir durumdur.💣 Farkındalığı yüksek insanların kendi özüyle ilgili anlam arayışları vardır. Kendini bulmaya ve nasıl gelişebilirim diye kafa patlatmaya meyillidirler. Bu kendini boşlukta hisseden insan grubu ise mutsuzluğumu karşı tarafa nasıl geçirebilirim diye düşünürken, kendinden daha özgüvenli insanı gömmeye çalışır.

Ne zaman bu kadar acımasız ve vicdansız olduk bilmiyorum. Kişisel seçimlere saygı duymak bu kadar zor olmamalı. Gelecekte empati yoksunu bir kültür oluşturmayız umarım.

Teknolojinin gelişmesi ve sosyal ağların hayatımıza girmesiyle bu kavram da sosyal medyaya taşındı. Bu ‘’klavye delikanlıları’’ sevmedikleri kişileri bitirmek üzerine psikolojik savaş başlatıyor. Sonrasında da bu bir akıma dönüşüyor. Domino etkisi yaratarak karşıdaki kişiyi tüketene kadar devam ediyor. Ne kadar özgürlük dışı bir hareket değil mi? Ve maalesef bu durum toplumumuzda kökleniyor.💥

Bu siber zorbalığa maruz kalanların hukuken haklarını araması ve zorbaların cezalandırılması sonucu belki bu durumu biraz azaltabiliriz. Böylece her önüne gelen karşısındakini acımasızca eleştiremez.

Birde hemen hemen her gün maruz kaldığımız fiziksel zorbalık var. İş ve özel hayatımızda gün içerisinde sürekli fiziksel görüntümüz üzerine yorum yapan (kilo mu aldın? Yüzünde ne var? Boyun daha uzun olsaydı, çok kötü görünüyorsun vb.) psikolojisi bozuk olan kişilerin, mutlu ve huzurlu kişileri çekememesi yüzünden dayattığı kaos… Karşısındakini gömerek yükselen insanlar, lütfen uzak durun, komik duruma düşmeyin.

Bazen, çevremdeki bazı insanlara (meraklılara) şöyle bağırmak geliyor içimden ‘’ bir salın ya beni’’😱

Ne olur sadece kendinize odaklanın, başkalarının hayatlarına değil.💗

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Zülfü Livaneli ve Kitapları

İlk önce müzisyen olarak tanıdı ğ ı m ı z ve sonrasında müthi ş bir yazar olarak hayat ı m ı za dokunan ulvi bir sanatçı olarak tanımlayabilirim kendisini. Yaptı ğ ı m ü zikleri zaten keyifle dinlerdim, bu kadar iyi bir yazar oldu ğ unu zamanla gördüm ve kalemine hayran kaldım. Tüm eserleri ayrı bir keyif… Ba ş ka y ö nlerini de biliyoruz; senaristlik, yönetmenlik ve siyaset gibi. Şu anda ben o kısımlarıyla de ğ il yazarl ı ğ ı ile ilgileniyorum. Mutluluk kitabı ile bu serüvene ba ş lad ı m. Daha sonra Son Ada, Serenad, Konstantinye Oteli, Huzursuzluk, Karde ş imin Hikayesi.. Henüz okuyamadı ğ ı m da bir s ü r ü roman ı var. Umarım hepsini yakın zamanda bitirebilirim. Kendine has bir üslupla yazdı ğ ı kitaplar ı n hepsi ayr ı bir bilgi deposu ve özgün hikayeler içeriyor. A ş k, tarih, toplum sorunlar ı , farkl ı k ü lt ü r de ğ erleri gibi temalar bar ı nd ı r ı yor. Hikayelerin i ç inde muhakkak ö ğ retici bilgilere ula ş ı yorsunuz. Entelektüel tarzını kuvvetle gösteriy

Kurtlarla Koşan Kadınlar

                                       Uzun zaman önce kitaplığıma eklediğim ama bir türlü başlayamadığım ve sonunda cesaret edip okuduğum bir kitaptan bahsetmek istiyorum. Bu ilginç kitabın yazarı bir psikanalist. Bu durumdan da anlaşılacağı üzere derin analiz ve betimlemeler var. Kabul edelim kolay okunabilen bir kitap değil. Okumak biraz zaman alıyor. Bir çırpıda bitirilemeyip, sindire sindire okunacak türde. Psikolojiye ilgisi olanlar için olağanüstü düşündürücü iken, ilgisi olmayanlar için bir kenara atıp bırakacağı bir kitap minvalinde… Bir dönem Sigmund Freud ’ un öğrencisi olan, bir süre beraber de çalışmış yazarımız Clarissa Estes, onun kuramından ayrılarak analitik psikoloji kuramını geliştiren Carl Gustav Jung görüşlerinin takipçisi olmuş. Kitapta ilk defa gördüğüm ve araştırma yaptığım Jung psikolojisi ,  kişilik tiplerinin davranışları nasıl şekillendirdiği ile ilgili bir teori.                                            İlgilenenler için search yaparken bulduğum kon

Hedefler

Sizlere özellikle son 4-5 yıldır uygulamaya başladığım yıllık hedef koyma ve değerlendirme alışkanlığımdan bahsetmek istiyorum. Öncelikle 2020 yılında yapmayı planladığım hedeflerimi, 2019’un son dönemimde ajandama not almıştım. Her ne kadar dünya dijitalleşse de ve biz de bu DEĞİŞİME ayak uydurmak durumda kalsak da, ben kendime ait özel notlarımı hala ajandama yazıyorum. Kâğıt ve kaleme değmek, dokunmak daha samimi ve daha ilham verici geliyor. Tabi ki iş hayatında her şey dijital ve hızlı, belki de bu yüzden biraz olsun kendimi dinlemek ve dış dünyadan sıyrılmak adına bu eski yöntemi kullanıyorum . İş hayatında hedefler genelde ' SMART'  olur. Ölçülebilir ve rasyonel olmasına özen gösterilir. Benim günlük hayatımda yaptıklarım bu konudan çok uzak, sadece ritüel olması için yapılan bir çeşit eğlence gibi düşünün.🙆 Neden böyle bir alışkanlık kazanmak için uğraştığım konusuna gelirsek; beni hayallerim konusunda motive ediyor ve hedefleri yazılı olarak belirlediğim için sonuc

Dijital Dönüşüm

2020 yılında yaşadıklarımız bize gösterdi ki yeni bir dönüşüm çağı başlıyor. Bu yeni çağa palas pandıras girdiğimiz için, biraz sudan çıkmış balık misali merakla izliyoruz değişimleri. Gerçekten her konuda eşi görülmemiş bir zamanda yaşıyoruz gibi hissediyorum. Özellikle iş hayatı çalkantılar eşiğinde, iflaslar hat safhada fakat bir o kadar da online ticaretin içinde olanlar top noktalarını yaşıyor. Dijitalleşen dünyanın hızını ve kolaylığını iş hayatımıza taşımak gerekiyor. Geçenlerde katıldığım bir zoom toplantısında, şirketlerin ayakta kalmak için otomasyon kullanmalarının büyük bir gereklilik olduğu söylendi. Yapay Zeka Platformu ile oluşturulmuş yazılımlar firmaları öne çıkaracak gibi duruyor.  Dijital dünyaya hızlı, çevik adımlar atanlar adaptasyon süresini kısaltıp daha sürdürülebilir hale gelecekler. Aslında bu dijital dönüşüm, Endüstri 4.0 ile birlikte başladı ve yaşanan Corona süreci ile de maksimum seviyeye ulaştı. Yeni düzenle birlikte iş sürelerine harcadığımız zamanları

Otomatik Portakal

  H erkesin okumasa bile adını duyduğu, kült kitaplar listesinde yerini alan, bu ilginç kitapla buluşmaktan mutluluk duydum ve sizlerle de paylamak istedim. Romanın baş karakteri ALEX şiddet eğilimli 15 yaşında genç bir çocuktur. Kitabın birinci bölümünde Alex ve çetesinin yaptığı kötülüklerden bahsediliyor ve anlatılanlar insanı rahatsız ediyor. Okurken mideme kramp girdi. Kahramanımız bir kadının ölümüne sebep olduğu için hapishaneye giriyor ve ikinci bölüm de orada yaşadıklarını anlatıyor. Alex’e devlet hapishanesinde psikolojik bir ceza yöntemi uygulanıyor. Suçluları topluma kazandırma programı adı altında bir faşizm. Yöntemi de oldukça ilginç…💣 Üçüncü bölümde ise hapishaneden çıktıktan sonraki yaşamı anlatılıyor. O başlarda nefret ettiğimiz Alex’e zamanla acımaya başlıyoruz. Arkadaşlarının ihaneti, etrafındakilerin çıkarları için onu kullanmalarına üzülüyoruz bile…Son bölümdeyse kendiyle hesaplaşmasını görüyoruz. İyilik ve kötülük kavramlarını düşündüren, toplumsal eleşti