Ana içeriğe atla

Kurtlarla Koşan Kadınlar

                                      

Uzun zaman önce kitaplığıma eklediğim ama bir türlü başlayamadığım ve sonunda cesaret edip okuduğum bir kitaptan bahsetmek istiyorum. Bu ilginç kitabın yazarı bir psikanalist. Bu durumdan da anlaşılacağı üzere derin analiz ve betimlemeler var. Kabul edelim kolay okunabilen bir kitap değil. Okumak biraz zaman alıyor. Bir çırpıda bitirilemeyip, sindire sindire okunacak türde. Psikolojiye ilgisi olanlar için olağanüstü düşündürücü iken, ilgisi olmayanlar için bir kenara atıp bırakacağı bir kitap minvalinde…

Bir dönem Sigmund Freudun öğrencisi olan, bir süre beraber de çalışmış yazarımız Clarissa Estes, onun kuramından ayrılarak analitik psikoloji kuramını geliştiren Carl Gustav Jung görüşlerinin takipçisi olmuş. Kitapta ilk defa gördüğüm ve araştırma yaptığım Jung psikolojisi,  kişilik tiplerinin davranışları nasıl şekillendirdiği ile ilgili bir teori.                                          

İlgilenenler için search yaparken bulduğum konu ile ilgili ayrıntılı bilgi linki:

https://acikders.ankara.edu.tr/pluginfile.php/48407/mod_resource/content/1/C.G.%20Jung%20ve%20Bireysel%20Psikoloji.pdf

Kadınların içsel yaşamları konusunda önemli bir yapıt olabilir. En büyük kazanımı öykülere, masallara psikolojik imgeleme gözüyle baktırıp, analiz yapabilmeyi öğretebilmesi sanırım.

Yazar, masallardaki alıntılardan yapmış olduğu çıkarımlarla, vahşi kadının aklını özgürleştirdikçe doğayı, yaşamı ve insanları doğru anlama yetisine kavuşturacağını, doğru anlama ve doğru yargılamalarla vahşi kadının anaerkil kültürdeki bilgeliğini tekrar kazanacağına işaret eder.

Kadının ve kurtların benzer özellikleri olduğunu savunur.  Sağlıklı kurtlar ve sağlıklı kadınlar belirli ruhsal karakteristikleri paylaşırlar. Duyarlı, oyuncu bir ruh ve yoğun kendini adama kapasitesi olduğunu söyler. Kurtlar ve kadınlar doğaları, araştırıcılıkları, dayanıklılık ve güce sahip olmaları bakımından yakın akrabadırlar der. Sezgileri çok güçlüdür, yavruları, eşleri ve sürüleriyle yoğun bir biçimde ilgilenirler. Sürekli değişen koşullara uyum sağlamakta deneyimlidirler, tuttuklarını koparmalarının yanında çok da cesurdurlar der.

Mitolojiyle birleşmiş 16 masal bulunuyor kitabın içerisinde. Salt kadın ruhunu işliyor ilmek ilmek… Çokta spoiler vermeyelim merak uyandırsın..💁

Yaşanan cinsiyet eşitsizliklerinden ve son zamanlarda çokça yaşanan özellikle kadın cinayetlerinden dolayı tüm kadınlarda artık feminist bir guru ortaya çıkıyor. Maalesef ne öncesinde, ne şimdi ne de gelecekte kadın ve erkek mutlak eşitliğinin sağlanabileceğine inancımı kaybetmiş bulunuyorum. Kadın olmak yaşadığımız dünyada çok zor. Toplum bize çok fazla sorumluluklar yüklüyor. Baskı hat safhada. Hangi kültürde olursan ol, kadın her zaman ezilen, zorluklara göğüs germek zorunda kalan, fedakarlığı hep kendisinden beklenen kişi. Ne yazık ki Kadının değerinin erkek üzerinden ölçülmesi ve evlenmenin zafer kazanmak olduğu dikte edilmiş, kız çocukları yetiştirmekten vazgeçtiğimiz zaman, belki bir dönüşüm başlar. Kadın tek başına da, kalabalıklar içinde de güçlüdür.👊

Kendinizi zaman zaman yorulmuş, yolunu kaybetmiş, yetersiz hissetmiş, umudunu kaybetmiş, yarı yolda kalmış hissetseniz de bizim benliğimizde çok güçlü bir ruh var. Her şeyi silip yeniden doğacak kadar güçlü. Sadece onu hissetmeli özümsemeli ve ortaya çıkarmalıyız. İnanmak ve kendimizin farkında olmak yeterli. Her kadın kendi içinde özel ve değerlidir. Kıymeti bilinmeli.💖

 “Kimse ışığı düşünerek aydınlanamaz. Aydınlanmak için karanlığı idrak etmek gerekir.” Carl Gustav Jung

Adam olmak cinsiyet meselesi değil şahsiyet meselesidir.


Yorumlar

  1. Her kadın kendi içinde özel ve değerlidir. Kıymeti bilinmeli.

    Bence her kadın değil.....

    YanıtlaSil
  2. Kitapligimin baş köşesinde uzun zamandır okunmayı bekliyor. Yazınızı okuyunca daha da bi merak ettim kitabı��

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Zülfü Livaneli ve Kitapları

İlk önce müzisyen olarak tanıdı ğ ı m ı z ve sonrasında müthi ş bir yazar olarak hayat ı m ı za dokunan ulvi bir sanatçı olarak tanımlayabilirim kendisini. Yaptı ğ ı m ü zikleri zaten keyifle dinlerdim, bu kadar iyi bir yazar oldu ğ unu zamanla gördüm ve kalemine hayran kaldım. Tüm eserleri ayrı bir keyif… Ba ş ka y ö nlerini de biliyoruz; senaristlik, yönetmenlik ve siyaset gibi. Şu anda ben o kısımlarıyla de ğ il yazarl ı ğ ı ile ilgileniyorum. Mutluluk kitabı ile bu serüvene ba ş lad ı m. Daha sonra Son Ada, Serenad, Konstantinye Oteli, Huzursuzluk, Karde ş imin Hikayesi.. Henüz okuyamadı ğ ı m da bir s ü r ü roman ı var. Umarım hepsini yakın zamanda bitirebilirim. Kendine has bir üslupla yazdı ğ ı kitaplar ı n hepsi ayr ı bir bilgi deposu ve özgün hikayeler içeriyor. A ş k, tarih, toplum sorunlar ı , farkl ı k ü lt ü r de ğ erleri gibi temalar bar ı nd ı r ı yor. Hikayelerin i ç inde muhakkak ö ğ retici bilgilere ula ş ı yorsunuz. Entelektüel tarzını kuvvetle gösteriy

Hedefler

Sizlere özellikle son 4-5 yıldır uygulamaya başladığım yıllık hedef koyma ve değerlendirme alışkanlığımdan bahsetmek istiyorum. Öncelikle 2020 yılında yapmayı planladığım hedeflerimi, 2019’un son dönemimde ajandama not almıştım. Her ne kadar dünya dijitalleşse de ve biz de bu DEĞİŞİME ayak uydurmak durumda kalsak da, ben kendime ait özel notlarımı hala ajandama yazıyorum. Kâğıt ve kaleme değmek, dokunmak daha samimi ve daha ilham verici geliyor. Tabi ki iş hayatında her şey dijital ve hızlı, belki de bu yüzden biraz olsun kendimi dinlemek ve dış dünyadan sıyrılmak adına bu eski yöntemi kullanıyorum . İş hayatında hedefler genelde ' SMART'  olur. Ölçülebilir ve rasyonel olmasına özen gösterilir. Benim günlük hayatımda yaptıklarım bu konudan çok uzak, sadece ritüel olması için yapılan bir çeşit eğlence gibi düşünün.🙆 Neden böyle bir alışkanlık kazanmak için uğraştığım konusuna gelirsek; beni hayallerim konusunda motive ediyor ve hedefleri yazılı olarak belirlediğim için sonuc

Dijital Dönüşüm

2020 yılında yaşadıklarımız bize gösterdi ki yeni bir dönüşüm çağı başlıyor. Bu yeni çağa palas pandıras girdiğimiz için, biraz sudan çıkmış balık misali merakla izliyoruz değişimleri. Gerçekten her konuda eşi görülmemiş bir zamanda yaşıyoruz gibi hissediyorum. Özellikle iş hayatı çalkantılar eşiğinde, iflaslar hat safhada fakat bir o kadar da online ticaretin içinde olanlar top noktalarını yaşıyor. Dijitalleşen dünyanın hızını ve kolaylığını iş hayatımıza taşımak gerekiyor. Geçenlerde katıldığım bir zoom toplantısında, şirketlerin ayakta kalmak için otomasyon kullanmalarının büyük bir gereklilik olduğu söylendi. Yapay Zeka Platformu ile oluşturulmuş yazılımlar firmaları öne çıkaracak gibi duruyor.  Dijital dünyaya hızlı, çevik adımlar atanlar adaptasyon süresini kısaltıp daha sürdürülebilir hale gelecekler. Aslında bu dijital dönüşüm, Endüstri 4.0 ile birlikte başladı ve yaşanan Corona süreci ile de maksimum seviyeye ulaştı. Yeni düzenle birlikte iş sürelerine harcadığımız zamanları

Otomatik Portakal

  H erkesin okumasa bile adını duyduğu, kült kitaplar listesinde yerini alan, bu ilginç kitapla buluşmaktan mutluluk duydum ve sizlerle de paylamak istedim. Romanın baş karakteri ALEX şiddet eğilimli 15 yaşında genç bir çocuktur. Kitabın birinci bölümünde Alex ve çetesinin yaptığı kötülüklerden bahsediliyor ve anlatılanlar insanı rahatsız ediyor. Okurken mideme kramp girdi. Kahramanımız bir kadının ölümüne sebep olduğu için hapishaneye giriyor ve ikinci bölüm de orada yaşadıklarını anlatıyor. Alex’e devlet hapishanesinde psikolojik bir ceza yöntemi uygulanıyor. Suçluları topluma kazandırma programı adı altında bir faşizm. Yöntemi de oldukça ilginç…💣 Üçüncü bölümde ise hapishaneden çıktıktan sonraki yaşamı anlatılıyor. O başlarda nefret ettiğimiz Alex’e zamanla acımaya başlıyoruz. Arkadaşlarının ihaneti, etrafındakilerin çıkarları için onu kullanmalarına üzülüyoruz bile…Son bölümdeyse kendiyle hesaplaşmasını görüyoruz. İyilik ve kötülük kavramlarını düşündüren, toplumsal eleşti