Ana içeriğe atla

Zülfü Livaneli ve Kitapları


İlk önce müzisyen olarak tanıdığımız ve sonrasında müthiş bir yazar olarak hayatımıza dokunan ulvi bir sanatçı olarak tanımlayabilirim kendisini. Yaptığı müzikleri zaten keyifle dinlerdim, bu kadar iyi bir yazar olduğunu zamanla gördüm ve kalemine hayran kaldım. Tüm eserleri ayrı bir keyif…

Başka yönlerini de biliyoruz; senaristlik, yönetmenlik ve siyaset gibi. Şu anda ben o kısımlarıyla değil yazarlığı ile ilgileniyorum. Mutluluk kitabı ile bu serüvene başladım. Daha sonra Son Ada, Serenad, Konstantinye Oteli, Huzursuzluk, Kardeşimin Hikayesi..

Henüz okuyamadığım da bir sürü romanı var. Umarım hepsini yakın zamanda bitirebilirim. Kendine has bir üslupla yazdığı kitapların hepsi ayrı bir bilgi deposu ve özgün hikayeler içeriyor. Aşk, tarih, toplum sorunları, farklı kültür değerleri gibi temalar barındırıyor. Hikayelerin içinde muhakkak öğretici bilgilere ulaşıyorsunuz. Entelektüel tarzını kuvvetle gösteriyor. Tabiri caizse kütüphane gibi insan.💣

Okur severler de bilir, romanlarında MUHTEŞEM bir kurgunun olması, senarist olmasının avantajıdır. Dil, kültür ve edebiyat ögeleriyle örülü romanları, okudukça zenginleşiyorsunuz. Salt hikâyeyi anlatmaktan ziyade, öğretici bir yönü vardır eserlerinde.

Livaneli’nin kitapları tarih bilginizi, kelime haznenizi ve sosyoloji bilgilerinizi tekrar gözden geçirtir. Ders kitabı minvalinde…💯

Tabi ki her zaman söylediğim gibi renkler ve zevkler tartışılmaz. Tavsiyeleri dikkate alırsınız, almazsınız. Tek bir gerçek var, kitap okuyun bakış açınız değişsin. Hayatı daha anlamlı ve daha derin yaşayın. Bizler kitapları elimizden düşürmeyelim ki, çocuklarımıza, gençlerimize iyi örnek olalım. Ve hep derler ya; 5 yıl sonra olacağın kişi, okuduğun kitapların ve yanında bulunduğun insanların doğrultusunda şekillenecektir.

Bundan sonra ki okuyacağım kitabıorta zekalılar cenneti’ olacak. Biran an önce alıp, okumak için heyecanlanıyorum.🙋

 

Doğrudur, kitap okumak karın doyurmuyor. Ancak karnı tok beyni boş adamlardan çektiğimiz kadar hiç kimseden çekmedik. Serenad/Z.Livaneli

Bu dünyada sana kötülük yapmak isteyen insanlar çıkacak karşına ama unutma ki iyilik yapmak isteyenler de çıkacak. Kimi insanın yüreği karanlık, kimininki aydınlıktır. Geceyle gündüz gibi! Dünyanın kötülüklerle dolu olduğunu düşünüp küsme, herkesin iyi olduğunu düşünüp hayal kırıklığına uğrama! Kendini koru kızım, insanlara karşı kendini koru! Serenad/Z.Livaneli

Sağcı, solcu, milliyetçi, enternasyonalist, tarikatçı, Fenerbahçeli, Galatasaraylı, Beşiktaşlı, genç-yaşlı, kadın-erkek, köylü-şehirli, Doğulu-Batılı, zengin-yoksul olmanız fark etmez. Yeter ki düzgün insan olunOrta zekalılar cenneti/Z.Livaneli

 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kurtlarla Koşan Kadınlar

                                       Uzun zaman önce kitaplığıma eklediğim ama bir türlü başlayamadığım ve sonunda cesaret edip okuduğum bir kitaptan bahsetmek istiyorum. Bu ilginç kitabın yazarı bir psikanalist. Bu durumdan da anlaşılacağı üzere derin analiz ve betimlemeler var. Kabul edelim kolay okunabilen bir kitap değil. Okumak biraz zaman alıyor. Bir çırpıda bitirilemeyip, sindire sindire okunacak türde. Psikolojiye ilgisi olanlar için olağanüstü düşündürücü iken, ilgisi olmayanlar için bir kenara atıp bırakacağı bir kitap minvalinde… Bir dönem Sigmund Freud ’ un öğrencisi olan, bir süre beraber de çalışmış yazarımız Clarissa Estes, onun kuramından ayrılarak analitik psikoloji kuramını geliştiren Carl Gustav Jung görüşlerinin takipçisi olmuş. Kitapta ilk defa gördüğüm ve araştırma yaptığım Jung psikolojisi ,  kişilik tiplerinin davranışları nasıl şekillendirdiği ile ilgili bir teori.                                            İlgilenenler için search yaparken bulduğum kon

Hedefler

Sizlere özellikle son 4-5 yıldır uygulamaya başladığım yıllık hedef koyma ve değerlendirme alışkanlığımdan bahsetmek istiyorum. Öncelikle 2020 yılında yapmayı planladığım hedeflerimi, 2019’un son dönemimde ajandama not almıştım. Her ne kadar dünya dijitalleşse de ve biz de bu DEĞİŞİME ayak uydurmak durumda kalsak da, ben kendime ait özel notlarımı hala ajandama yazıyorum. Kâğıt ve kaleme değmek, dokunmak daha samimi ve daha ilham verici geliyor. Tabi ki iş hayatında her şey dijital ve hızlı, belki de bu yüzden biraz olsun kendimi dinlemek ve dış dünyadan sıyrılmak adına bu eski yöntemi kullanıyorum . İş hayatında hedefler genelde ' SMART'  olur. Ölçülebilir ve rasyonel olmasına özen gösterilir. Benim günlük hayatımda yaptıklarım bu konudan çok uzak, sadece ritüel olması için yapılan bir çeşit eğlence gibi düşünün.🙆 Neden böyle bir alışkanlık kazanmak için uğraştığım konusuna gelirsek; beni hayallerim konusunda motive ediyor ve hedefleri yazılı olarak belirlediğim için sonuc

Dijital Dönüşüm

2020 yılında yaşadıklarımız bize gösterdi ki yeni bir dönüşüm çağı başlıyor. Bu yeni çağa palas pandıras girdiğimiz için, biraz sudan çıkmış balık misali merakla izliyoruz değişimleri. Gerçekten her konuda eşi görülmemiş bir zamanda yaşıyoruz gibi hissediyorum. Özellikle iş hayatı çalkantılar eşiğinde, iflaslar hat safhada fakat bir o kadar da online ticaretin içinde olanlar top noktalarını yaşıyor. Dijitalleşen dünyanın hızını ve kolaylığını iş hayatımıza taşımak gerekiyor. Geçenlerde katıldığım bir zoom toplantısında, şirketlerin ayakta kalmak için otomasyon kullanmalarının büyük bir gereklilik olduğu söylendi. Yapay Zeka Platformu ile oluşturulmuş yazılımlar firmaları öne çıkaracak gibi duruyor.  Dijital dünyaya hızlı, çevik adımlar atanlar adaptasyon süresini kısaltıp daha sürdürülebilir hale gelecekler. Aslında bu dijital dönüşüm, Endüstri 4.0 ile birlikte başladı ve yaşanan Corona süreci ile de maksimum seviyeye ulaştı. Yeni düzenle birlikte iş sürelerine harcadığımız zamanları

Otomatik Portakal

  H erkesin okumasa bile adını duyduğu, kült kitaplar listesinde yerini alan, bu ilginç kitapla buluşmaktan mutluluk duydum ve sizlerle de paylamak istedim. Romanın baş karakteri ALEX şiddet eğilimli 15 yaşında genç bir çocuktur. Kitabın birinci bölümünde Alex ve çetesinin yaptığı kötülüklerden bahsediliyor ve anlatılanlar insanı rahatsız ediyor. Okurken mideme kramp girdi. Kahramanımız bir kadının ölümüne sebep olduğu için hapishaneye giriyor ve ikinci bölüm de orada yaşadıklarını anlatıyor. Alex’e devlet hapishanesinde psikolojik bir ceza yöntemi uygulanıyor. Suçluları topluma kazandırma programı adı altında bir faşizm. Yöntemi de oldukça ilginç…💣 Üçüncü bölümde ise hapishaneden çıktıktan sonraki yaşamı anlatılıyor. O başlarda nefret ettiğimiz Alex’e zamanla acımaya başlıyoruz. Arkadaşlarının ihaneti, etrafındakilerin çıkarları için onu kullanmalarına üzülüyoruz bile…Son bölümdeyse kendiyle hesaplaşmasını görüyoruz. İyilik ve kötülük kavramlarını düşündüren, toplumsal eleşti