Ana içeriğe atla

Dijital Dönüşüm



2020 yılında yaşadıklarımız bize gösterdi ki yeni bir dönüşüm çağı başlıyor. Bu yeni çağa palas pandıras girdiğimiz için, biraz sudan çıkmış balık misali merakla izliyoruz değişimleri. Gerçekten her konuda eşi görülmemiş bir zamanda yaşıyoruz gibi hissediyorum.

Özellikle iş hayatı çalkantılar eşiğinde, iflaslar hat safhada fakat bir o kadar da online ticaretin içinde olanlar top noktalarını yaşıyor. Dijitalleşen dünyanın hızını ve kolaylığını iş hayatımıza taşımak gerekiyor.

Geçenlerde katıldığım bir zoom toplantısında, şirketlerin ayakta kalmak için otomasyon kullanmalarının büyük bir gereklilik olduğu söylendi. Yapay Zeka Platformu ile oluşturulmuş yazılımlar firmaları öne çıkaracak gibi duruyor.  Dijital dünyaya hızlı, çevik adımlar atanlar adaptasyon süresini kısaltıp daha sürdürülebilir hale gelecekler. Aslında bu dijital dönüşüm, Endüstri 4.0 ile birlikte başladı ve yaşanan Corona süreci ile de maksimum seviyeye ulaştı.

Yeni düzenle birlikte iş sürelerine harcadığımız zamanları azaltmamız gerekiyor. Bu yeni çağa ayak uydurmak için iş yükünü atmalıyız üzerimizden, bilgileri bir arada tutmak ve kolay rapor alabilmek önceliğimiz olmalı. Bu yazılımlar sayesinde daha rahat analiz yapabiliyor olacağız. Böylece kıyaslama yapabilmek ve yenilikler üretebilmek için zamanımız arta kalacak. Bu şekilde çalışma sistemi oluşturursak verim alabiliriz. Bunun için her koşulda ve her sektörde doğru yazılım şart. Teknolojik alt yapısı sayesinde zaman yönetimi sorunu da kendiliğinden düzenlenmiş oluyor.

Ayrıca değişim yönetimi de çok önemli. Bazı kurum ve kuruluşlar da buna direnç gösterecekler elbette ama artık alışkanlıklarımızdan vazgeçme zamanı ve konfor alanımızın dışına çıkmak gerekiyor. Rekabetin ve piyasanın bu kadar dalgalı seyir izlemesi biz çalışanlara da bazı görevler üstlenmemizi ve sorumluluk alanlarımızı değiştirmemiz gerekliliğini gösteriyor olacaktır. Öncelikle yeniliklere açık olmalı, risk, fırsat, Swot analizlerini ölçülebilir ve izlenebilir bir halde elimizin altında bulundurmalıyız.

Müşteri beklentileri de yaşadığımız bu süreçle birlikte değişti. Beklentileri önceden tahmin edip ona göre yol almalı ve çözüm odaklı davranmalıyız. Proaktif olmak şart! Süreçlerimizi iyileştirilmeliyiz. Tehditleri fırsata çevirmek gerekiyor. Aksiyon planlarını doğru hazırlayıp, etkin kullanmakta fayda var.

Günümüzde her şey online ve uzaktan da yönetebiliyor. Doğru altyapı kurarak evden de, ofisten de çalışmak mümkün. Dijital çağa ayak uydurmalı ve gerisinde kalmamak için çaba sarf etmeliyiz.

İş hayatında herkese kolaylıklar diliyorum. Gerçekten herkesin işi zor (İşverenin, çalışanın, kurum, kuruluşların, özel sektörün, memurun, işçinin) ayrım gözetmeksizin.

Hoş geldin yeni değişim ve dijitalleşme çağı… Artık mücbir sebeplerimize bir de ‘’salgın hastalıklar’’ eklendi. Hayırlı olsun…💥


Fiziksel dünyada bir müşterinizi mutsuz ederseniz bunu 6 kişi ile paylaşır. Dijital dünyada bir müşterinizi mutsuz ederseniz bunu 6.000 kişi ile paylaşır. Jeff Bezos

 

 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Zülfü Livaneli ve Kitapları

İlk önce müzisyen olarak tanıdı ğ ı m ı z ve sonrasında müthi ş bir yazar olarak hayat ı m ı za dokunan ulvi bir sanatçı olarak tanımlayabilirim kendisini. Yaptı ğ ı m ü zikleri zaten keyifle dinlerdim, bu kadar iyi bir yazar oldu ğ unu zamanla gördüm ve kalemine hayran kaldım. Tüm eserleri ayrı bir keyif… Ba ş ka y ö nlerini de biliyoruz; senaristlik, yönetmenlik ve siyaset gibi. Şu anda ben o kısımlarıyla de ğ il yazarl ı ğ ı ile ilgileniyorum. Mutluluk kitabı ile bu serüvene ba ş lad ı m. Daha sonra Son Ada, Serenad, Konstantinye Oteli, Huzursuzluk, Karde ş imin Hikayesi.. Henüz okuyamadı ğ ı m da bir s ü r ü roman ı var. Umarım hepsini yakın zamanda bitirebilirim. Kendine has bir üslupla yazdı ğ ı kitaplar ı n hepsi ayr ı bir bilgi deposu ve özgün hikayeler içeriyor. A ş k, tarih, toplum sorunlar ı , farkl ı k ü lt ü r de ğ erleri gibi temalar bar ı nd ı r ı yor. Hikayelerin i ç inde muhakkak ö ğ retici bilgilere ula ş ı yorsunuz. Entelektüel tarzını kuvvetle gösteriy

Kurtlarla Koşan Kadınlar

                                       Uzun zaman önce kitaplığıma eklediğim ama bir türlü başlayamadığım ve sonunda cesaret edip okuduğum bir kitaptan bahsetmek istiyorum. Bu ilginç kitabın yazarı bir psikanalist. Bu durumdan da anlaşılacağı üzere derin analiz ve betimlemeler var. Kabul edelim kolay okunabilen bir kitap değil. Okumak biraz zaman alıyor. Bir çırpıda bitirilemeyip, sindire sindire okunacak türde. Psikolojiye ilgisi olanlar için olağanüstü düşündürücü iken, ilgisi olmayanlar için bir kenara atıp bırakacağı bir kitap minvalinde… Bir dönem Sigmund Freud ’ un öğrencisi olan, bir süre beraber de çalışmış yazarımız Clarissa Estes, onun kuramından ayrılarak analitik psikoloji kuramını geliştiren Carl Gustav Jung görüşlerinin takipçisi olmuş. Kitapta ilk defa gördüğüm ve araştırma yaptığım Jung psikolojisi ,  kişilik tiplerinin davranışları nasıl şekillendirdiği ile ilgili bir teori.                                            İlgilenenler için search yaparken bulduğum kon

Hedefler

Sizlere özellikle son 4-5 yıldır uygulamaya başladığım yıllık hedef koyma ve değerlendirme alışkanlığımdan bahsetmek istiyorum. Öncelikle 2020 yılında yapmayı planladığım hedeflerimi, 2019’un son dönemimde ajandama not almıştım. Her ne kadar dünya dijitalleşse de ve biz de bu DEĞİŞİME ayak uydurmak durumda kalsak da, ben kendime ait özel notlarımı hala ajandama yazıyorum. Kâğıt ve kaleme değmek, dokunmak daha samimi ve daha ilham verici geliyor. Tabi ki iş hayatında her şey dijital ve hızlı, belki de bu yüzden biraz olsun kendimi dinlemek ve dış dünyadan sıyrılmak adına bu eski yöntemi kullanıyorum . İş hayatında hedefler genelde ' SMART'  olur. Ölçülebilir ve rasyonel olmasına özen gösterilir. Benim günlük hayatımda yaptıklarım bu konudan çok uzak, sadece ritüel olması için yapılan bir çeşit eğlence gibi düşünün.🙆 Neden böyle bir alışkanlık kazanmak için uğraştığım konusuna gelirsek; beni hayallerim konusunda motive ediyor ve hedefleri yazılı olarak belirlediğim için sonuc

Otomatik Portakal

  H erkesin okumasa bile adını duyduğu, kült kitaplar listesinde yerini alan, bu ilginç kitapla buluşmaktan mutluluk duydum ve sizlerle de paylamak istedim. Romanın baş karakteri ALEX şiddet eğilimli 15 yaşında genç bir çocuktur. Kitabın birinci bölümünde Alex ve çetesinin yaptığı kötülüklerden bahsediliyor ve anlatılanlar insanı rahatsız ediyor. Okurken mideme kramp girdi. Kahramanımız bir kadının ölümüne sebep olduğu için hapishaneye giriyor ve ikinci bölüm de orada yaşadıklarını anlatıyor. Alex’e devlet hapishanesinde psikolojik bir ceza yöntemi uygulanıyor. Suçluları topluma kazandırma programı adı altında bir faşizm. Yöntemi de oldukça ilginç…💣 Üçüncü bölümde ise hapishaneden çıktıktan sonraki yaşamı anlatılıyor. O başlarda nefret ettiğimiz Alex’e zamanla acımaya başlıyoruz. Arkadaşlarının ihaneti, etrafındakilerin çıkarları için onu kullanmalarına üzülüyoruz bile…Son bölümdeyse kendiyle hesaplaşmasını görüyoruz. İyilik ve kötülük kavramlarını düşündüren, toplumsal eleşti